ZİRVE’DE OLMAK
Değerli okurlar, bu hafta Zirve olmak mı? Zırva Olmak mı? Buna bakacağız birlikte. Kimi insanlar Osmanlı İmparatorluğu içinde sıradan sade, etliye sütlüye dokunmayan bir esnaf olmak isterken, kimileri de İmparator olmak ister. Kimileri Çok zengin olmak ve gücü elinde tutmak isterken, kimileri de ortası sayılmayan en aşağı olan zırva müşkül hayatı tercih eder. Ama eğer ben milletimi, halkımı tanıyorsam yüksek çoğunluğu zirveyi, en tepeyi ister. Everest’i, yetmez, tüm orta doğuyu ister ve hatta balkanları ister, ister de ister versen dünyayı ister. İster miyiz? İsteriz. Çünkü dünyaya hükmetmiş bir imparatorluğun, çocuklarıyız biz. Gücü seviyoruz.
Ancak birde meseleye ilahi boyutları ile bakalım. Peygamber Efendimiz(S.A.V.) ne diyor? Bugün ölecekmiş gibi ibadet et, hiç ölmeyecekmiş gibi çalış. Yani dünyaya ehemmiyet verirken, bir yönü ile de vermemiz gerektiği noktasında bize öğüt vermektedir. Bir düşünsenize, tüm dünyayı kâinat ayaklarınıza el pençe durdu, ne değişir? Ne fark eder? Söyleyeyim mi? Hiç bir şey değişmez değerli okurlarım. Eğer kâinatın rabbine, laik bir kul olamadı isek, değişmez. Eğer kul hakkına girdiysek, adil olamadı isek, hiç bir şey değişmez. Dünya boştur, yavandır ve içler acısıdır. Eğer zirve olmaksa bana göre en büyük miktarlar da ekonomiye sahip olmak değil zirve olmak, çok büyük ticari başarısı olan şirketlere sahip olmakta değil bence zirve olmak. Belki benim zirvem başkasına zırva gibi gelebilir ama bence zirve olmak, iyi bir aileye sahip olmaktır. Mükemmel bir eş, mükemmel den kasıt, güzeller güzeli de değil. İyi huylu, namuslu, iffetli bir eş. Her zaman yanında olan sana güç veren bir eş. Hayırlı evlatlardır zirve olmak. Kimseye muhtaç olmamaktır. Yardıma ihtiyacı olana yardım edebilmektir zirve olmak. Kul hakkına girmemek, haram yememek, az da olsa kendi yağında kavrulmaktır zirve olmak. Milyar dolarların sahibi olmuşum ama huzurum yok. Yani Everest’in, en tepesindeyim ama tek ayağım sürekli kayacakmış gibi. Zirve midir sizce bu? Zırva mıdır?
Bakın dünya üzerinde ne bir şirket, nede çok büyük toprak parçasına sahip bir devlet sonsuza kadar o güce sahip olamamıştır. Daima, bir şekilde son bulmuştur zirveler. Dünya da daima dengeler değişmiştir. Dengeler daima değişmeye de devam edecektir.
Sizce nedir Zirve? Nedir Zırva? Allah(c.c.)’ın emir ve yasaklarına uymadan, haram yiyerek zirve olmak mı? Yoksa aza kanat etmek ama helal dairesi içerisinde yer almak mı? Kimileri lüks araçlar içinde çok paralarla yaşamayı zirve olarak görebilir. Ama benim Zirvem, onların zırvası belki de. Az olsun, helal olsun. Hani Mevla diyor ya, tüm kainat günahsız olsa idi, hepsini helak eder yerine ise günah işleyen başka bir toplum getirirdim. İşte o halde günahımız olacaksa da kul hakkı olmasın. Rabbimin gözünde Zirve bizim olsun.
Benim mutluluğum, mutsuz birine verdiğim mutluluktur. Geçen hafta anlattığım, sokak hayvanlarının dışardaki soğuk ve açlık içinde ki mücadelesinde destek olmaktır. Arkanızdan hoş söz de söylenmesine gerek yok, kalpler size karşı ısınsın ve hoş bir tebessüm etsin yeter. Çok şeye gerek var mı? Zirve de, de krallıkta da , Everest tepeside de budur bence.
Ama gene de, Zirve’de olmaya namzet olanlarınız varsa aranızda, bilmelilerdir ki; Zirve soğuk ve yalnızdır. Everest ne kadar soğuksa ve orada ne kadar az türde canlı yaşıyorsa; zirvedeki insan da o kadar yalnızdır. Ben, hayat beni zirveye taşır mı onu bilemem. Ancak ben hiçbir zaman zirveye namzet olmadım. Daima iyiye, doğruya ve helal yola tevessül ettim. Bu duruşumu da bozmayacağım. Çünkü benim önceliğim inançlarım ve vicdanımdır. Haftaya görünceye dek hoşça kalın, esen kalın.