BİZ BİZDEN OLANI, ÖLDÜRÜYORUZ!

Sevgili okurlar geçen haftaki dinler arası benzerlikler konulu yazım, oldukça yoğun bir kitleye ulaştı ve beğeni topladı. Peki, nedendi bu ilgi, alaka ve beğeni? Çünkü orada çok ince bir mesaj vardı! DÜNYA BARIŞI, insanların esasen birbirine benzer hayatlar yaşadığı ve iç dünyalarına, derinlerine girdiğinizde aslında gerçeğin gözünüzde büyüttüğünüz kadar aman aman olmadığıdır. Tüm insanlar birbirine benzer vasıflarda yaratılmıştır. Siyah, Buğday yada beyaz. Asyalı, Afrikalı, Amerikalı, Arap yada Türk.
3 gözü olan, 6 parmağı olan yada 8 ayaklı bir insan ırkı gördünüz mü hiç ? Kocaman bir hayır! ABD siyahi bir başkan ile yönetilmiştir, unutmayın.

Bütün ırklar birbirine benzer ancak her ne kadar birbirimize benzer yaratılmış olsak ta, hem hayatımızı, hem de dünyayı mahvedecek biri varsa o gene biziz. Bakın geçen hafta mesnevi dinleri anlattım ancak, şuan durumumuz dinler boyutunda değil, din boyutunda. Evet, yazıma gelen eleştirilerden bir tanesi aslında bu din, dinler meselesi. Bir okurumun ifadesi ile “Yazınız çok güzel ama dinler demeden önce, dinimizi konu alsak daha uygun olmaz mıydı? Bu süreçte.” evet okurumun eleştirisi budur. Haklı buldum kendisini ve bu haftanın konusunu böylelikle belirlemiş oldum.

Bakınız şimdi, çok uzaklara değil Türkiye’ye kendi devletimize bir göz atalım. Türkiye Cumhuriyeti çoğunluğu Müslümanlardan oluşan bir Türk Devletidir. Ancak Dinimiz İslamiyet olmasına rağmen, dinin içinde haşa din yaratırcasına adet, uygulama ve yöntemler geliştirilmiştir. Bir cemiyete mensup Müslüman diğer bir cemiyetin yaptığını kınamakla kalmıyor, onu dinden çıkmak hatta ilerisi Müslüman dahi olmadığı kanaatine varıyor. Bakın daha mezhep meselesine girmiş değilim. Yada dini bilgisi olmadan yaşayan insanları da anlatmıyorum. Kendini dindar ve Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.)  uygun bir biçimde yaşayan insan olarak nitelendiren insanlardan bahis ediyorum.

Yine çok uzaklaşmadan komşularımıza doğru gidelim. Orta doğuya doğru, bakın orada neleri göreceğiz. Çok acı ama İslam Dinine mensup, Müslümanlar birbirlerini öldürüyorlar. Evet tamamen mesele mezhep meselesi. İslam dini bir tanedir. Kanun kural, kaide bir tanedir. Ancak aynı dine mensup insanlar birbirlerini öldürüyorlar. Sizce bu akıl mantık alır bir durum mudur ? Bence kocaman bir hayır! Bunu ne akıl alır! Ne mantık!

Bizim dinimiz İslamiyet hoşgörü dinidir. Değil aynı dinde olmak, başka dinlere bile hoşgörü ile bakma dinidir. Bakın Hz. Peygamber (S.A.V.) Yahudilere karşı bile adil olmuştur. Hatta Yahudi malını bir Yahudi ye değil Peygamber efendimize (S.A.V.) emanet etmiştir. Dinimiz bu kadar hassas iken, bir arada yaşamak bu kadar mı zordur?

Bütün mesnevi dinlerde olduğu gibi, İslam dininde de sabit olan “Altın Çağ” dönemi bir gün elbette tecelli edecektir. Ben umut ediyorum ki, daha fazla canlar yanmadan, masumlar yaşamını yitirmeden bu olaylar son bulur. Müslümanın Müslümanı da değil, bir insan bir başka insanın bile canına kast etmediği bir dünya bizimle olur. Dünya’da sömürülen ve iç savaş yaşan tüm devletler artık hak ettikleri gerçek huzur ve sükuneti bulurlar. En büyük temennim bu yöndedir. Bu hafta da yazımı sonuna kadar okuduğunuz için teşekkürler. Haftaya tekrar aynı gazete de, aynı gün görüşmek üzere.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz