İNSANLIK ÖLMÜŞ, KATİLİ ÇIKARCILIK!
Sevgili okurlar,
Hayat öyle rezalet, öyle tuhaf bir hal almış ki; Neredeyse, yol tarifi alırken, birinden birşey isterken sanki karşımızdakilere karşılığını vermemiz gerekiyor. Sanki karşılıklısız hiç birşey olmuyormuş gibi bir hissiyatın içine büründük gittik.
Bakın, bir kızla sevgili oluyorsunuz , kız ben şöyle iyi kızım böyle iyi kızım diyor, sonra ben para mara değil tek istediğim AŞK-SEVMEK-SEVİLMEK diyor. Sonra ne mi oluyor? Sözlerinin tam aksi çıkıyor, utanırım elimi tutma diyen kızın yemediği halt kalmamış, ardın sıra yalan rüzgarları dizisi, sonra para değil aşk olsun diyen kızın, servetin kokusunu alamayacınca bu ilişki yürüyemeyecek ayrılmak istiyorum demesidir çıkarcı ilişkiler. Eee pek erkekteki vaziyet nedir? Erkekte aşk istemiyor, cinsellik olsun, gönül eğlendiriyim diyor. Koskocaman Bir ÇİFTE ÇIKARLAR DÜNYASI olmuş. Hani nerede çocuğumuz olsun! Mutlu bir yuvamız olsun. Tertemiz Duygular nerede?
Benim tavsiyem sakın aptal olup, kimselere para yedirmeyesiniz. Kimsenin üstüne birşey yapmayasınız. Haa tabi elalemin kızınıda üzmeyin, olmayacak ilişkide kimseye umutta vermeyin. Önce onu test edin sonra inanırsanız sevmeye başlayın, sonra birlikte planlamalar yapın, gelecek hayalleri kurun, sonra yavaş yavaş uygulayın ve evlenin. Tabi ki evlendikten sonra da kendinize hedefler koyun ve yine bu yolda ilerleyin. Çıkarınız dürüstlük doğruluk olsun.
Mesela bir kadınla ilk buluşmanızı asla lüx araçla ve lüx mekanda yapmayın. Eğer bunu yaparsınız etkileyici olabilirsiniz, ancak asla sizin kokunuzu, fikirlerinizi ve varlığınızı sevip sevmediğini anlayamazsınız. Ayrıca en baştan en fazlasını verirseniz, bir daha asla karşı tarafıda elinizde tutamayacağınızı unutmayın. Çünkü ona en baştan en fazlasını vermiş olursunuz. Ama nerede o güzide aşklar, kalmadı eskilerin anlattığı iç titreten aşklar. Sizin Rezalet Çıkarcı aşklarınız batsın!
Peki sadece kadın erkek ilişkileri mi çıkarcı?
Tabi ki de hayır, hayatta ki tüm ilişkilerimiz çıkarcı ilişkiler statüsüne
geçmiş bulunmakta, hepimiz için hayırlı olsun. Mesela sürekli sizi arıyorlarsa,
mesajlar yazıyorlarsa bu sizce sizi sevdikleri için midir? Yoksa sizin onlara
verebileceğinize inandıkları şeyler için midir? Tabi ki sizin varolan katma değerinizdir!
BATSIN SİZİN ÇIKARCI İLİŞKİLERİNİZ!
Düşünebiliyor musunuz?
Kardeşler bakın altını çizerek söylüyorum, öz mü öz kardeşler, miras için para
için birbirine düşüyor. Ya para için doğmuş bebeğini satan anne babalara ne
demeli?
Ne oluyor? Bu dünya nasıl bir hale gidiyor? Biz bırakın ahirette mükafatlandırılmayı,
sadece bir başka insanı mutlu etmek için bile iyi birşey yapamaz mıyız?
Yapabiliriz.
Bu olay sadece Türkiye için geçerli değil bakın, İsviçrede bir referandum yapıldı, meclis halka gitti ve dedi ki Evet derseniz tüm halka maaş bağlanacak yetişkinler için 2.500 İsviçre Frangı Çocuklar için ise 625 Frank. Türkiye’de olduğunu düşünsenize bir, ruya gibi. Maalesef bizim ülkemizde çıkarcı bazı evli çiftler devletimizi soyacağını zannederek eşinden boşanıyor, dul ve yetim maaşı alıyor ama eşi ile yaşamaya devam ediyor. Tabi ki devlet bunları tespit ederek ödenen paraları faizi ile geri almaktadır. Fakat çıkarcılık mantığını ziyadesi ile anlayan isviçre halkı sizce referanduma ne dedi? HAYIR dedi. Eğer evet dersek, bir kesim çalışmamaya başlayabilir. Eğer çalışmazlarsa, ekonomi yara alabilir denildi. Çıkarcılık anlatılmakla bitirebileceğimiz bir konu değil, yeterki içinde bir menfaat veya çıkar olsun. Gerisni siz düşünün.
Evet sevgili okurlar anlayacağınız üzere çıkarcılık malesef çağımızı kirileten bir hastalık gibi her alanda hayatımızı sarmış durumda ve çıkarcı ilişkiler ruhumuzu ziyadesi ile kirletmiş vaziyette. İdealizim ve romantizm ortadan kaltı, yanlızca çıkarcı ve katı ilişkiler ön planda. Çok acıdır ki bütün sıkıntılrımızın kaynağı da bu oluyor.
Bizim olması gereken şuurumuz nedir?
Biliyor musunuz?
Tarlalara tohumlar ekmek, onları sulamak yetiştirmek ve başaklar buğdaya
dönmeden arkamızı dönüp çekip gitmek. Yükünü bile bırakıp, dönmeye deymeyecek
şu dünyaya değil, ukbaya göre yaşamak gerek. Bir başka insan zarar gördüğünde,
mutsuz olduğunda, başına bir bela, kaza geldiğinde sevinen insan olmak değil,
üzülmek ve hatta ona yardımcı olma güdüsü ile yaşayan insan olmaktır gerek
esasen. İşte biz bütün kayıplarımızı başkaları için değil, kendimiz için istediğimizden,
çıkarcı bencil bir insana dönüşerek, insanlığımızın katili olduğumuzdan dolayı
yaşıyoruz!
Şimdi benim köşemi okuduktan sonra son olarak gazetenin diğer sayfalarını okuyarak biraz daha istifade edin ve çıkın dışarıya, çıkarsız sadece insanlık için bir iyilik yapın ve yüreğinizi sadece güzelliklere doğru yöneltin, sevgi ile kalın, saygı ile kalın, haftaya tekrar köşemde görüşünceye dek esen kalın, hoşçakalın.