YARIN Kİ SEÇİMİN FARKI NEDİR? VE SONRASINDA NE OLACAK?
Değerli okurlar, milletimizin iradesini ortaya koyacağı ve dünya devletlerinin hemen hemen hepsinin gözü ülkemiz üzerine çevrildiği, bir takım küresel güçlerin de el ovuşturup, nefeslerini tutarak beklediği o milli irade seçim günü geldi çattı. Yarın 24 Haziran pazar günü halkımız, milletimiz tüm yurt genelinde geçerli olmak üzere sabah 08:00’dan akşamüzeri 17:00 saatleri arasında sandık başına geçecek ve ülkeyi yönetmesini istediği lideri ve ekibini seçecek. Ancak bu seçimi diğer seçimlerden ayıran bir takım özellikler var. Eskiden yapılan seçimler çok farklıydı. Eskiden iki tür seçim vardı. Bir tanesi, belediyeleri seçmiş olduğumuz yerel seçimler. Diğeri ise başbakanın, kabinesinin ve milletin vekillerinin seçildiği genel seçim. Peki, şuan da sistem ne olmuş vaziyette? Öncesinden söyleyeyim, yerel seçim yani belediye seçimleri eskiden ne ise şimdi de öyle. Değişen, fark yaratan mesele genel seçim oldu. Eskiden, belli oranda vekil çıkararak siyasi parti hükümeti kurar ve görevinin başına geçerdi veya yeterli vekili yok ise, o zaman da diğer partilerle anlaşarak koalisyon hükümeti kurardı ve yönetimi o parti ile paylaşarak yönetirdi. Şimdi ise durum farklı bir boyut kazandı, artık koalisyon mantığı ortadan kalktı. %50+1 oy alan yönetimin başına geçiyor, yani Cumhurbaşkanı oluyor. Yok yeterli oyu alamadı mı? O vakit ikinci tura kalıyor ve ikinci turda en fazla oyu alan aday, yönetimin başına geçiyor. Ancak ikinci tura kalan aday her ne kadar yönetimin başına geçse de, eğer vekil sayıları az ise bazı kanunları çıkarma noktasına yine sorunlar yaşayabiliyor. Dolayısı ile eski sisteme nispeten gene bir koalisyon benzeri anlaşma yapmak gerekebilir. Partili Cumhurbaşkanlığı ya da Başkanlık sistemi ismine ne dersek diyelim, bir öncekinden farklı olacağı kesin. Şuan için sistem ile alakalı çok az bir bilgi paylaşımı yapıldı, ancak anladığımız kadarı ile eski sisteme benzer yönleri de çok. Umut ediyorum ki, ülkemiz için hayırlı güzel bir sistem olur. Olmazsa da geri dönüş, geliştirme veya değiştirmekten asla ve asla kaçınmamız ülkemiz için gereken ne ise daima onu yapmamız gerekir.
Peki, seçimden sonra bizi neler bekliyor? Bu coğrafyada sadece tahmin yürütebilir kesinlik belirtemeyiz. Ancak umut ederim ki, kavgaların ve tartışmaların olmadığı huzurlu bir Türkiye olur. Döviz, faiz, enflasyon düşer, İşsizler iş bulur, ülke de herkes refah ve ferah içerisinde huzur ve keyif ile yaşar. Vatandaşlarımızın yarına umutsuz değil, umut ile bakması çok önemli. O yüzden, iş yerleri açmak, fabrikalar kurmak çok önemli. Tabi ki, diğer umudum, seçim ile beraber kim gelirse gelsin. İstikrar için umut ediyorum ki, OHAL’i kaldırması yönündedir. Daha önceki seçim yazılarım da asla taraf olmadan objektif bakmışımdır. Daima ülkem için kim hayırlı ise o olsun inancında birisiyim. Hızlı bir çıkış yakalayan Meral AKŞENER, Muharrem İNCE’nin gerisinde kalmış gibi gözüküyor. Ancak Muharrem İNCE tek başına Erdoğan’ı yenemeyeceği de aşikâr. Birinci Turda Cumhurbaşkanı Erdoğan alamaz ikinci tura kalırsa, yepyeni senaryolar üretilebilir. Bunu yazmak için erken ama Referandumda Evet Hayır oylamasında, %51.41 ile EVET Çıktı. %48.59 ile ise hayır çıktı. Bu ne demek? Hayır Cephesi ERDOĞAN’a destek vermeyen cephe. Yani seçimi ERDOĞAN ilk turda alabilir mi? Alabilir. Ancak, Referandumda, Muharrem İNCE potansiyelin de bir çalışma olmadı. Bu seçiminde Referandumdan farklı, enstrümanları var. Anketlere göre İNCE belki ilk turda alamaz ama ikinci tur ne olur? Anlayacağınız, kıyasıya bir yarış ve mücadele var.
Değerli okurlar, yarın 24 Haziran Genel Seçim. Beni düzenli takip eden okurlarımdan ricamdır. İdeolojiniz görüşünüz ne olursa olsun. Gidin ve oyunuzu kullanın, vatandaşlık görevinizi vazifenizi yerine getirin. Rabbim güzel ülkemiz için hayırlısını nasip etsin diyorum, haftaya görüşünceye dek esen kalın.