ŞİMDİ DE BAŞTAN SONA, KARADENİZ TURNESİNE ÇIKIYORUM! TÜRKİYE TURNESİ TAMAMLANMIŞ OLUYOR!

Sevgili okurlar, beni çok sıkı takip edenlerin bileceği üzere gelecek Ekim ayının gelmesi ile beraber tam 2 yıllık bir süre zarfında Yenigün gazetesinden sizlere seslenmiş olacağım. Benim için oldukça memnun edici bir durum olduğunu kalbi olarak ifade edebilirim. Bu süre zarfında, köşenin ismi olan “Hayatın İçinden Yazılar” mahyasına uymaya daima özen gösterdim. Marmara Bölgesinde ikamet ettiğim için, kendi bölgemde İstanbul, Tekirdağ gibi bölgeler başta olmak üzere, başta gündelik hayattan duyduğum gördüğüm, arkadaşlarım ile konuştuğum ya da son dakika haberleri gibi konular üzerinden yazar iken, artık bunu Tüm Türkiye’yi gezerek ve insanların bizzat içerisine dâhil olarak yapmayı tercih ettim. Bu vesile ile Akdeniz bölgemiz de yer alan Antalya ilimize gittim, sonrasında Ege bölgemiz de yer alan, Muğla ilimize gittim ve orada, Fethiye, Marmaris, Bodrum ve diğer ilçelerine gittim. İzmir’de Kıyametin kopmayacağı iddia edilen Şirince köyü, Efes, Çeşme, Alaçatı ve diğer kıyı şeritlerine gittim ve sizler için kaleme aldım. Benim için yeni insanlar tanıma ve iyi anılar biriktirme açısından oldukça verimli bir seyahat olmuştu. Sonra içimde ki gezgin çocuk daha da kabardı ve dedim ki neden sadece eğlence ve renkli olarak belirtilen bölgelere gidelim ki? Belki de, çok fazla gidilmeyen yerlere de gitmeliyiz, insanların daha çok merak duyduğu bölgeleri gezmeliyiz diye düşündüm. Bunun içinde en uygun yer tabi ki, Güneydoğu bölgesi oldu. Bazı insanlar Güneydoğu bölgesini bilmedikleri için, ön yargıları olabilir diye düşündüm ve süratle bölgeye gittim. Böylelikle, bölgenin ne kadar müthiş bir yer olduğunu anlatarak ön yargıları kırdım. İlk olarak, Akdeniz bölgesinde yer alan, Adana ve Hatay’a gittik. Güneydoğu’nun giriş bölgesi olan, Adıyaman ile Güneydoğu’ya ilk girişimizi gerçekleştirdik ve Nemruda çıktık, oradan sonra Batman, Mardin, Diyarbakır, Kahraman Maraş ve benzeri birçok bölgemizi ve ilimizi gezmeye ve sizlere anlatmaya elimden geldiğince gayret ettim. Yazılarım, magazinsel değil daha ziyade ana toplum ve bölge hakkında olması için elimden gelen gayreti verdim ve Türkiye’nin her bölgesinin ne kadar güzel olduğunu, Tek Vatan, Tek Millet, Tek Devlet, Tek Bayrak şuurunu anlatmak adına elimden gelen gayreti verdim. İşin aslı, aslında gördüğünüzü yazdığınızda bunun için bir gayrette harcamayacaksınız. Çünkü bölge halkları çok candan ve yardım sever. Daha önce de söylediğim gibi yine söylüyorum ister bireysel, ister tur şirketleri ile gidin ve gezin ama mutlaka bir izninizi veya tatilinizi mutlaka değerlendirin derim. Bunu gerçekleştirdiğiniz de, yazılarımı çok derinden hissedeceksiniz, vatanımızın ne kadar güzel ve güçlü olduğunu daha iyi idrak edeceksiniz.

Şimdi gelelim bu ve bundan sonraki haftanın ana konusunda, gidip görülebilecek onca güzel yerden sonra, artık geriye gidip görülmesi gereken bir nokta daha kalmıştı. İşte orası da, Karadeniz bölgemiz idi. İşte ben bu geriye kalan bölgeyi sizlere anlatmak için yola koyuldum ve istikametimi bu sefer Karadeniz’in batısından başlamak sureti ile en doğusuna ve oradan da yine Karadeniz bölgesi olarak kabul edebileceğimiz ama Ülke sınırlarımız dışında kalan Gürcistan’a geçiş çevirdik. Orası ile ilgili de birçok izlenimler edindim. Gelecek hafta itibarı ile Karadeniz illerimiz ile ilgili olan yazılarım her hafta Gazetemiz Yenigün’de sizler için yer almış olacak. Kıyı şeritlerini yazmak veya Güneydoğu bölgesi izlenimlerimi yazmak ne derece heyecan verici ise, inanın bana Karadeniz’de bir o kadar heyecan verici. Hırçın denizi ile dini ve milli şuurları yüksek halkı ve de gerekse, yağmurlu iklimi ile çay, fındık, bal gibi birçok mahsulünde elde edilebildiği Karadeniz ülkemizin en önemli bölgelerinden bir tanesi, her hafta takip ederek, Karadeniz’i çok daha iyi idrak edeceğinizi umut ediyorum.

Peki, bu yazımız tamamlandığında, nereler hakkında bilgi sahibi olacaksınız? Gelecek hafta ilk durağımız Kastamonu olacak ve orada sizlere sadaka taşı ve sürpriz birçok konu da çok dikkat çekici bilgiler vereceğim. Sonrasında Amasya ilimize gideceğiz Ferhat ve Şirin’in hikâyesi ve birçok sürpriz konu sizlerle olacak. Samsunu da anlatacağım, Mustafa Kemal Atatürk’ün ayak bastığı Samsun ve Bandırma gemisi gibi birçok sürpriz konuyu sizler için ele alacağım. Sinop’ta eski bir cezaevini anlatacağım ve Edip Akbayram’ın hangi şarkısının bu cezaevinde yazıldığından bahis edeceğim. Ordu, Trabzon, Rize ve Gürcistan ile ilgili de birçok bilgi aktarımı sağlamaya gayret göstereceğim. Hem Kültürel bilgi, hem de ülkemizi tanımak adına çok değerli bir yazı dizisi olacağına ben gönülden inanıyorum. Sizlerin bu yazı dizisini gelecek hafta kaçırmamasını öneriyorum.  Gelecek hafta, Gazetemiz Yenigün’de Kastamonu ilimizi anlatacağım. Gelecek hafta, Kastamonu’yu anlatan yazım ile görüşünceye dek, esen kalın, hoşça kalın diyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz