SAĞDUYULU OLACAĞIZ
Sevgili okurlar, 16 Nisan da yapılan referandum da her vatandaş gibi benimde bir oyum, benimde bir kararım olmuş olsa da, ben her zaman şunu söyledim;
Ülkem için, milletim için hangisi daha hayırlı olacaksa o olsun. Evet 16 Nisan da ben bu şuur ile bu duygular ile sandık başına gittim. Bugün, referandum bitti ve YSK sonuçları açıkladı. Evet cephesinde %51 oy oranı ve Büyük Şehirlerin hayır demesi buruk bir sevinç yaratırken, %49’lar civarında olan hayır cephesinde ise hem kaybediş, hemde şaibe ideaları gündeme oturmuş vaziyette.
Bugün Evet cephesi referandum sonuçlarına göre, yeni sistemin getirdiklerini planlarken, hayır cephesi ise demokratik ve hukuki yollarla hayır oylarındaki şaibe ideaları için YSK’ya dilekçeler vermekte ve sırası ile Anayasa Mahkemesine ve de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine davalar açmaya hazırlanıyor. Bence bu noktaya kadar her şey alıştığımız bir tablo, olağan bir durum gibi.
Ancak alışmasak ta bir kere izlemiş olduğumuz bir filim var. Taksimde bir ağaç meselesi ile alevlenen o meşhur “ GEZİ PARKI “ meselesi. Bugünlerde sosyal medya da canlı yayın yapanlar aracılığı görülebilen, hükümet kanadında ki uyarılarla ise duyulabilen bir sokak eylemi var. Bu sokak eylemi Büyük Şehirlerimizin bazı ilçelerinde küçük gruplar veya birkaç yüz insanın bir araya gelmesi ile oluşuyor. Evet kendilerince hak aramak için sokaklara çıktıklarını düşünüyor. Kendilerince haklıda olabilirler. Peki ben buradan sokağa çıkmış olan arkadaşlarıma soruyorum. Sokağa çıkarak, bir sonuç elde edebileceğinize inanıyor musunuz ?
Ben size söyleyeyim, dedim ya gezi parkı olaylarının benzeri diye, işte bilmeyerek benzer bir senaryoya dahil edilmeye parantez içinde söylüyorum (ÇALIŞILIYORSUNUZ). Ben orada ki insanların iyi insanlar olduğuna inanıyorum, ancak içlerinize ajanlar yerleştiriliyor, provokasyon yapmaları için militanlar yerleştiriliyor. Ben canlı yayınları takip ettim. Akşam yedi buçukta bir araya toplanılıyor ve YSK önünde açıklama yapılıyor. Sonra da herkes dağılıyor. Tamam bunda sorun olmayabilir ama içinizden biri bir kamu malına zarar vermeye kalkar ise veya birileri kalkar taşkınlık ve yasa dışı bir iş yaparsa ne olacak?
Söyleyeyim sonunda hiçbir şey olmayacak Türkiye güçlü bir ülkedir ve çok varideler atlatmıştır ancak gel gelelim içeriğinde ne olacak? Yersiz yere canlar yanacak, Türkiye’ye mali gereksiz bir zarar oluşacak. Davanızda haklı iken haksız konuma düşeceksiniz ve en önemlisi istediğinizi de ALAMAYACAKSINIZ.
Evet, yani burada anlaşılması gereken şey şu SOKAK’TAN FAYDA GELMEZ. ZARAR GELİR!
Demokratik olarak, hak hukuk mücadelesi verin ama sokaklarda birilerini mutlu edip, hem kendinize hem de bir başkasına zarar vermeyin.
Unutmayın ki, sistem ne olursa olsun bu ülkenin kurucusu, bugün bu bayrağın altında yaşamamızı sağlayan, dilimizi ve dinimizi yaşamamıza imkan veren ve ilk Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Bu ülke, sistemin adı ne olursa olsun, daima özgür ve hür kalacaktır. Tüm halkımızın gönlü ferah olmalı. Ayrıca şunu iyi görmek lazım, ülke de OHAL var değil mi? İçinizde OHAL’in açılımını bilmeyenleriniz olabilir. OHAL, Olağan Üstü Hal demek ve çok sorunlu zamanlarda meclis tarafından çıkartılır. Ülkemiz birçok sorun yaşamışken, OHAL’i kaç vatandaşımız hissetti? Başkanlıkta da korkulduğu gibi kimse, baskı altında olmayacaktır. Halkımızın gönlü ferah olmalıdır. Bu şuurla, bu bilinçle, bu itikat ile ülkemize zarar verecek her türlü kalkışma ve eylemden uzak duracağız. Hakkımızı daima hukuki ve kanunlar nezdinde arayacağız. Ülkemiz ve Milletimiz için ne hayırlı ise, ne faydalı ise o yolda yürüyeceğiz diyorum. Haftaya görüşünceye dek hoşçakalın.