ATATÜRK’E HAKARET Mİ?
Değerli okular, bu hafta ki yazımın ilk satırlarını yazarken biraz içte oluşmuş bir sinir ile kaleme alıyorum. Ama öfke ile kalkmayacağım, her zaman olduğu gibi sağduyu ve akıl çerçevesi içerisinde bu yazımı kaleme alacağım. Bu haftaki konumuz, Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan hakarettir.
Sözlerime Sayın Cumhurbaşkanımızın mitinginden bir cümle ile başlayacağım, CB ERDOĞAN: “ Eğer Yüce Türkiye Cumhuriyetinin KURUCUSU, Mustafa Kemal Atatürk hayatta olsa idi kendisi de bugün yaptığımız hizmetleri, çalışmaları takdir ile karşılar beğenirdi.” şeklinde bir ifadeyi mitinginde söylemiştir. Yaklaşık 2-3 hafta kadar önce ise Sayın Cumhurbaşkanımızın başka bir ifadesi vardır. Diyor ki; “Bugün bazı yazarlar çıkıp konuşuyor, millet benim sözüm gibi algılıyor. Benden başka sözüm sayılabilecek tek bir kişi vardır. Oda Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim KALIN“dır, demiştir.
Şimdi yukarıda anlattıklarımı belleğinizin bir tarafında tutun ve geçen hafta bir televizyon kanalında bir şahsın konuştuğu konuyu anımsayın. Ben tartışmaya konu olan meseleyi burada tartışmak değil, konu bile edemem. Ancak yüzeysel olarak ta üstünden konuşmadan edemem. Youtube’a girin Ermenistan, Yunanistan ve benzeri aslında aramızda sıcak savaşların olmadığı ama soğuk rüzgârların estiği devletlerin bazı koyu görüşlü vatandaşlarının paylaşımlarına bakın. PKK terör örgütünün paylaşımlarına bakın, devletimizi hedef alan, çökmesini isteyen hainlerin ideolojik görüşüne bakın. Bu paylaşımlarda Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’e hakaretler ve çeşitli karikatürler görürsünüz. Bu acı ama çok nettir.
Yukarıda yazdığım, düşmanın melodisi normaldir de! Ey Mübarek adam sen nasıl hainlerle aynı melodiyi tutturabiliyorsun! Atatürk bu milletin başına gelmiş bir nimettir! O KADAR NOKTA! Atatürk olmasa idi, Türk toprakları ve Türkiye halkları hangi seviyede olurdu? Bugün, Orta doğuda ki kaosun ülkemiz de yaşanmamasının iki sebebi vardır. 1 Milletimizin feraseti, 2 Atatürk’ün ilke ve inkılaplarıdır. Atatürk istese idi, haremi de kendine bağlardı, millete de padişahlık yapmaya kalkardı, ortam çok müsaitti ama yapmadı. Bakın bu çok ince bir çizgidir. Kendisinin Annesi kapalı, babası hafız ve kendisi ise 7 yaşında kuranı hatim etmiş bir insandır. Kurtuluş Meclisimizi, Türkiye Büyük Millet meclisini Kuran-ı Kerim ile açmıştır. Asla dinsiz değil, aksine inançlı, imanlı ve Milletine büyük hizmetler yapmış önemli bir liderdir. Aşkla baktığımız Türk Bayrağımızın, ülkemiz de dalgalanmasına, ezanımızın minarelerde okunmasına vesile olan ADAM’dır.
Şimdi soruyorum sen televizyona çıktın, konferansa çıktın, gazete deki köşen de yazdın ve sözlerin Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret içiyor. Bunun siyaseten, ülkemiz ve milletimiz açısından, Yüce Devletimizin bekası açısından, Türkiye ekonomisi açısından vs. Ne faydası var Allah aşkına? Boş beleş laf kalabalığı, halkı ayırma, kurucusuna yüksek sevdalı belli bir kesimi ayaklandırma ve tabi ki yukarıda Cumhurbaşkanımızın sözlerinden örnekleme yaparak, belleğinizde tutun demiştim. Türk halkını hükümete karşı cephe almaya teşvik etmekten başka hiçbir şey değildir. Ben taraf değilim ancak Devletin zirvesinin, elinden geldiği kadar, kucaklayıcı ve işlerini en iyi şekilde götürmenin derdinde olduğunu düşünüyorum. Başka türlü, o makamın derdi çekilmez. Tabi şunu da ekleyeyim, Sol, Komünist veya diğer ideolojilerde bizim dediğimiz olursa Türkiye daha güzel olacaktır düşüncesindir. Ama bunu yaparken, yakmak, yıkmak, ayırmak yok, hakaret yok. Varsa o ideoloji değildir. O yüzden iyi bir şey söylediğini sanarak yada kötü söylediğine bilinçli bu davranış terbiyesizlikten başka hiç bir şey değildir.
Peki bize düşen nedir? Rabbimiz olan Yüce Allah(c.c.)’a hamt edeceğiz, Mustafa Kemal Atatürk’e de teşekkür edeceğiz. Birlik beraberlik ve daima güzele giden yolda ilerleyeceğiz. Hakaret etmeden, sevgi ile yürüyeceğiz. Bakın, Türkiye’de şuan bir fuar var, Türk devletinin ürettiği silahlar tanıtılıyor, 10 Mayıs’ta incirlikte, ypg meselesinden dolayı ABD askerinden madalya kabul etmeyen Onurlu Türk Subayımız var. Fırat kalkanı operasyonu sırasında tek bir sivile zarar gelmeden daeş unsurlarını yok eden, bir Silahlı kuvvetimiz var. Güzel şeyleri konuşun, faydasız şeylerle zaman harcamayın. İstikrarlı Devletin bekası için Sayın Cumhuriyet savcılarımızı bu ve benzeri vakalarda muhakkak ki gereği ne ise onu yapmaya davet ediyor, haftaya görüşünceye dek, sevgi ile kalın, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ile kalın.