AİLE HEKİMLERİ(SAĞLIK OCAKLARI) BİR İŞE YARAMIYOR MU?
Değerli okurlar, başımdan geçen bir olaydan dolayı bu hafta sizler ile eski adı Sağlık Ocağı yeni adı Aile Hekimliği olan sağlık kuruluşu konusunu işleyeceğim. Acaba bu kurum gerçekten faydalı bir kurum mu? Yoksa gereksiz bir kurum mu? Bunu sorgulayacağız.
Değerli okurlarım, öncelikle ben sizlerle başımdan geçen olayı paylaşmak istiyorum. 20’lik dişlerimin yeni çıkması sebebi ile gömülü olan dişim, eti aşarak dışarı çıkmaya çalışıyor. Dolayısı ile diş deriyi yırtmaya çalıştığı için diş etimden amansız bir ağrı oluşturuyor. Fakat antibiyotik ve ağrı kesicilerle bu ağrı bir nebze olsun dindirilebiliyor. İlk süreçte diş hekimim bana antibiyotik yazmıştı. Fakat iş yoğunluğumdan muayenenesin olduğu yere gidemedim ve dolayısı ile kendi mahallemde burnumun dibinde yer alan, Aile Hekimliğine gittim, benim aile hekimim izindeydi, başkasına yönlendirildim. Vaziyeti anlattım, hekim ben yazmam antibiyotik dedi. Dişimin bir kısmı dışarıda, bir kısmı etin altında, açayım ağzımı bakın dedim. Ancak yine de bakmaya bile tenezzül etmeden yazamayacağını söyledi ve benim bir dişçiye gitmemi önerdi. Hayır, antibiyotik almak için para vermek yeterli değil. Aynı zamanda reçete de göstermeniz gerekiyor. Dolayısı ile o gün, o pratisyen hekim derdime derman olamadı diye, öğleden sonraya kadar acı çektim. İş artık dayanılmaz bir noktaya geldiği için başka bir özel diş hekimliğine gittim ve muayene oldum ve antibiyotik yazdı. Sonrasında, dişim oluşan apse geçtikten sonra tekrar dişçiye gittim ve gömülü dişimi çektirdim. En başta bunu yapamadım çünkü apse oluşmuş diş çekilemez.
Bakınız yukarıda okuduğunuz bizzat şahsımın yaşadığı bir olaydır, şimdi Aile Hekimliklerini inceleyelim. Devletimiz Sağlık Ocağından, Aile Hekimliğine geçişte, madde madde tek tek bu kurumun ne iş yapacağını yazmış ve tebliğ etmiş. Çok merak edenler devletin resmi sitesinden www.ailehekimligi.gov.tr adresinden en ince ayrıntıları ile inceleyebilirler. Orada çok net 14 madde var ama ben bazılarını burada sizlerle paylaşacağım. Bunlardan bir tanesi (kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı, tedavi, rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetlerini vermek.) Bakınız bu madde beni anlatıyor, benim diş ağrısı şikayetime rağmen bir kontrol dahi yapılmamıştır. Doğrudan, dişçiye gitmem önerilmiştir. ALO 182’yi arasaydım en azından hastane randevusu da alabilirdim değil mi? Bakınız ikinci madde de ne diyor? (Aile hekimi, kendisine kayıtlı kişileri bir bütün olarak ele alıp, kişiye yönelik koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini sunmak.) Üst açıklamam da hiçbir sağlık hizmeti almadığımı da belirttim. Diğer maddeye bakalım, (Sağlıkla ilgili olarak kayıtlı kişilere rehberlik yapar, sağlığı geliştirici ve koruyucu hizmetler ile ana çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerini vermek.) Evet bakınız rehberlik noktasında başarılı oldukları söylenebilir. Birçok konu da bilgilerinin olmadıklarını söylediklerine şahit oldum ve sizi uzman doktora yönlendiriyorlar. Diğer bir maddeye bakalım, (Kayıtlı kişilerin yaş, cinsiyet ve hastalık gruplarına yönelik izlem ve taramaları (kanser, kronik hastalıklar, gebe, loğusa, yenidoğan, bebek, çocuk sağlığı, adölesan, erişkin, yaşlı sağlığı ve benzeri) yapmak.) Ve son olarak bir de şu maddeye bir bakınız, (İlgili mevzuatta birinci basamak sağlık kuruluşları ve resmi tabiplerce kişiye yönelik düzenlenmesi öngörülen her türlü sağlık raporu, sevk evrakı, reçete ve sair belgeleri düzenlemektir.) Dolayısı ile ilacımın da yazılmadığı aşikârdır.
Değerli okurlarım, şimdi Vatanımızın kurucusu Mustafa Kemal
ATATÜRK;
Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz! Demiştir. Bu yukarıda ki anlatı
hekimlerimizin %100’ünü kapsamayacağı gibi kurumu da hedef almamaktadır. Ancak
bu kurum içerisinde böyle çalışan, lakait davranan pratisyen doktorlarımız
vardır. Ben isterim ki, bu tarz kişiler kurum içerisinden ayıklansın.
Vatandaşımız doğru düzgün hizmet alsın. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip
ERDOĞAN, hem Başbakanlığı, hem de Cumhurbaşkanlığı döneminde onlarca sağlık
kuruluşu açmış ve sağlık ile ilgili düzenlemeler getirmiştir. Türkiye gerek
internet üzerinden, gerek telefon üzerinden randevu sistemi ile gerekse
devletin ilaçların bir kısmını ödemesi ile belki bir yönü ile insan sağlığını
daha da arttırmak sureti ile insan ömrünü dahi uzatmış veya daha sağlıklı bir
yaşam imkânı sağlamış olabilir.
Vaziyet böyle iken, pratisyen doktorlarımız millete karşı bu muamelesi ve gelen hastaları çözümsüz olarak göndermesi uygun mudur? Ben kendilerine gazetemde ki, köşemden sormak istiyorum. İdealiniz, nerede bir sağlık sorunu olan Türk vatandaşı varsa onun derdine derman olmak mıdır? Yoksa suya sabuna el sürmeden, sürmeden ay sonunu getirmek midir?
Değerli okurlarım, sonuca bağlayacak olursak şayet. Yazımın başında bir sorum vardı. Gerekli kurum mudur? Gereksiz kurum mudur? Pek tabi ki gerekli bir kurumdur. Devletin yayınlanan tebliğinde ne diyor? Vaziyetine göre, gerekirse evine kadar gidip kontrol yapılacak, gerekirse hasta telefon ile aranarak sorgulanacak. Bu kadar net bir meseledir bu. Bizim bu hizmete ihtiyacımız var. Ancak kurumu bir danışma merkezi ve sanki hiçbir işe yaramıyormuş edası ile gösterilmesine ihtiyacımız yok. Hizmet bizim için esastır. Kutsal kitabımız, Maide Suresi 32. Ayette ne diyor ? …Her kim bir can kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur… mesele bu kadar hassastır diyorum. Bugün benim küçücük bir dişim de bu sorun vardı ama yarın ne olacak, ülkemizin biraz daha kırsal bir kesiminde ekonomik durumu kötü ve bugün iyi kontrol yapılmadığı için gelecekte çok daha büyük sorunlar yaşayabilecek kardeşlerimiz olabilir. O yüzden değerli vatandaşlarımıza, haklarınızı bilin hekimlerimizden haklarınızı talep edin, eğer alamıyorsanız bu kişileri deşifre edin. Devletin ilgili kurumları ile paylaşın diyorum. Her şeyin her gün daha iyi olacağına inancımın olduğunu belirterek, hafta görüşünceye dek esen kalın.